Bilinçaltı mı Bilinç mi?

0
507

NLP hem bilinci hem de bilinçaltını etkin kullanarak istediğimiz sonuçlara ulaşmamızı hedeflemektedir. Kazanmanın etkili yollarından biri; hedef belirledikten sonra, bilinç ve bilinçaltını kazanmaya yönlendirerek bazı şeyleri göz önünde canlandırmaktır.  Kişi hedefini belirledikten sonra bilinçaltı var gücü ile çalışmaya başlar. Değerlerimiz ve inançlarımız da bu süreci besler. 

Zihin bilinç ve bilinçaltı olmak üzere 2 kısımdan oluşur. Bilinç, farkında olduğunuz her şeyi gösterirken, “bilinçdışı” da bunların dışında kalan her şeyi ifade eder. Bilinçli zihnimiz analiz eden, mantıklı ve eleştiren olarak faaliyet gösterir. Bilinçaltı ise, tüm bedensel işlevlerin kontrol edildiği yerdir. Anıların depolandığı ve sorun çözme sürecinin işlediği yer burasıdır. Bilinçaltı 24 saat boyunca aktif olarak çalışır ve verileri işlemeye devam eder. Bilinçli zihin ise, siz uyanık olduğunuz sürece aktiftir. Bilinç ve bilinçaltının birbirlerini besleyen bir döngüleri vardır.

Yaptığımız şeyler büyük oranda bilinçaltına bağlıdır. Temel fonksiyonlarımız, nefes alıp verme gibi pek çok şey bizim irademiz dışında bilinçaltı tarafından yönetilir. Bilinçaltımız bedensel alışkanlıklarımız yönetmesinin yanında aynı zamanda zihinsel alışkanlıklarımızın da önemli bir kısmını yönetildiği yerdir. “Otomatik pilot” a bağlandığımızda farkında olmadan davranışlarda bulunuruz. Bilinçaltı bunu semboller kullanarak ve her şeyi depolayarak yapar. Sevdiğimiz şeyleri, sevmediğimiz şeyleri, hayalleri ve tutkuları, mutlulukları ve hüzünleri vs… Dolayısıyla bilinçaltı, aslında bunların doğal bir sonucu olarak anlamamızı sağlıyor. Depolanmış milyarlarca veriyi analiz ederek her an tetikte ve hazır olarak bize bilgi sağlıyor. Zihnimizde oluşan durumları analiz ediyor ve bize yol haritası sunuyor. Sadece bilinçaltı negatif algılayamıyor ve negatif emirler veremiyor. Mesela elmayı düşünme kalıbı bilinçaltı açısından işe yaramıyor. O her halükarda elmayı size düşündürür. Semboller ve olumlu mesajlar daha önemlidir.

Bilinçli zihnin bir şeyi yapmasını sağlamak ile, bilinçaltının bir şeyi yapmasını sağlamak arasında ciddi farklar vardır. Bilinç; şu anı fark etme halidir. Bilinç, aynı zamanda sınırlı bir alandır. Bu yüzden, bilinçaltı da bilinçte olmayan şeyleri kapsar. Bilinçli zihin, sınırlı bir inanç sistemine sahip olduğu için dar bir alanda hareket etme eğilimi sergiler. Oysa bilinçaltı hiçbir kısıtlama içermez. Bu yüzden, bazı şeyleri de bilinçdışı yapmak faydalıdır. Bu, bazı şeyleri başarmanın da çok etkili bir yoludur. Aslında, yapılan her şeyde bilinçaltının rolü vardır. Çünkü, bilinçaltı çoğu zaman bilinci dengeler. Sadece bu denge bazı zamanlarda bozulabiliyor. Bu dengenin bozulduğu zamanlarda da, aşırılıklar ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden, insanların tavırları ortada hiçbir neden yokken aniden değişebilir. En doğrusu her zaman dengeyi korumaktır.

Bilinçaltının zaman kavramı çok ilginçtir. Geçmiş ve gelecek zamanı çoğunlukla şimdiki zamana dönüştürür. Siz gelecekle ilgili güzel bir ana odaklandığınızda şimdiki zamanda heyecanlanırsınız. Geçmişteki olumsuz bir anı düşündüğünüzde de şimdiki zamanda duygu değişimi yaşarsınız. Yani çoğunlukla bilinçaltı, tüm zamanları şimdiye dönüştürür. Bunu bilinçli bir şekilde kullanırsanız içerisinde önemli bir sır vardır. Sadece üzerinde düşünmeniz ve uygulama yapmanız yeterlidir. İstediğiniz tüm değişimlerin kaynağı bu zaman kavramını doğru anlayabilmekte yatar. Çünkü değişim açısından bilinçaltı ve zamanı doğru kodlayamazsanız asla başarılı olamazsınız. Dirençlerle veya boşalma durumları ile karşılaşabilirsiniz.

Bilinçaltı alışkanlıkların korunması veya kişinin korunması bahanelerini öne sunarak her zaman direnç oluşturabilir. Aslında bu dirençler gerçek değillerdir. En azından başarılı NLP eğitmenleri ve terapistler açısından bu önem arz etmez. Yani dirençler varsa bile yıkılmak için vardır. Başarılı terapistler bunu sorun olarak görmezler. Sadece çalışmalar sonrasında dalgalanmalar olursa kişi de bunu bilerek hareket ederse, bir daha eski alışkanlığı gün yüzüne çıkmaz. Yeni alışkanlığı onun gerçekliği olur. Ben dirençleri her zaman fırsat olarak görürüm. Dirençler aslında, hem geri bildirim açısından hem de esneklik açısından eşsiz fırsatlar sunar. Aynı zamanda kişinin sınırları da yakalama imkanını sunar. Bu sınırları büyütmek, bu direncin aşılmasından sonra olur. Bazen de tam direnci aşarsınız sonra kişi veya bilinçaltı, tekrar eskiye dönmek ister. İşte tam o nokta aynı zamanda sizin desteğiniz olur. Oradan tekrar bir ivme kazandırabilirseniz yeni bir alan açılır. İşte gerçek büyümenin hikayesi böyle başlar.

İletişim açısından bakarsak, önce bilinçli zihinle iletişime geçeriz. Bu sizin kendi iletişiminiz için de geçerlidir. Kişinin güveni kazanıldığında veya onunla derin sohbet ortamına girildiğinde ancak bilinçaltı ile iletişime geçilebilir. Aslında NLP teknikleri ile her zaman bilinçaltı düzeyde iletişime geçebilirsiniz. Önce bilinçli zihin ile iletişime geçilmesinin sebebi, insanların duygularını belli etmeyi sevmemesinden kaynaklanır. Çoğu kişi, duygusunu ve hissini saklar. Sanki onlara sır muamelesi yaparlar ya da sırları olduğunu düşünürler. Bu yüzden de, bilinçaltı doğrudan iletişime geçmez. Siz bilincinizi kaybettiğinizde veya onun güvenini kazandığınızda komutayı ele alır ve kendini gösterir. Onun dışındaki zamanlarda arka planda 2. adam ama yöneten adam konumundadır.

Farklı bir bilinç düzeyine geçmek! İşin sırrı buradadır. Farklı bir bilinç düzeyi farklı bir bilinçaltı algılaması getirir. Aslında, bilinçli zihniniz ile görmeyi bırakırsanız, bilinçaltı ile görmeye başlarsınız. Görünmeyeni görmeyi sağlar. Bilinçaltı sayesinde kişi, çok büyük zenginliğe sahiptir. Fakat bunu fark etmesi ve bilinçaltına güvenip bilinçaltından azami fayda sağlaması gerekir. Bilinçaltını bilinçli bir şekilde yönetebilmek, kişinin potansiyeline daha kolay ulaşmasını sağlar. Bu kişinin potansiyelini arttırabilir ve gerçek potansiyelinin üzerine çıkmaya kendini zorlarsa da, imkansızları başarabilir. 

Doğru soru: “En son ne zaman bilinçaltı düzeyde iletişime geçtiniz?”