Literatür incelendiğinde riskin kesin bir tanımı olmamakla birlikte, ölçümü konusunda da farklı görüş ayrılıkları görülmektedir. Bu yüzden dolayıdır ki farklı risk ölçümleri bulunmaktadır.
Risk ve belirsizlik birbirine çok yakın iki kavram olduğu için oldukça fazla karıştırılmaktadır.
Belirsizlik, “elde edilecek muhtemel sonuçların dağılımı” dır. Dağılım ne kadar geniş ise belirsizlikte o kadar fazla olmaktadır. Risk ise, “beklenen yani gerçekleşmesi en muhtemel sonuç ile gerçekleşen yani fiili sonuç arasındaki sapma” olarak tanımlayabiliriz. Yani, bireylerin sakındıkları risk değil belirsizliktir.
“Risk” sözcüğü eski İtalyanca’ da “cüret etmek” anlamına gelen “risicare” fiilinden gelmektedir. Bu anlamda bakılacak olursa risk, kaderden çok bir seçim olmaktadır. Riskin hikâyesi tamamen, tercih yapma özgürlüğümüz ölçüsünde göze aldığımız eylemlerin öyküsü olmaktadır. Bu öykü, insan olmanın anlamını tanımlamamızı sağlamaktadır.
Bolak riski; “planların başarısız olma olasılığı, hatalı karar alma tehlikesi, zarar etme veya kar etmeme gibi durumları” şeklinde tanımlamıştır. Gerçekleşen sonuçlarla beklenen sonuçlar arasındaki sapmanın her zaman olumsuz olması gerekmemekte, olumlu yönde sapmalar da olabilmekte ve risk kavramı her iki durumu da temsil etmektedir.
Bernstein ise riski; “gelecekte olabilecekleri tanımlayabilme ve değişik alternatifler arasından seçim yapabilme” şeklinde tanımlamıştır. Risk, çağdaş toplumların esasını oluşturmaktadır. Risk yönetimi, refahın dağılımından kamu sağlığına kadar, savaşların meydana gelmesinden mısır gevreği pazarlamasına kadar karar alma süreçlerinde insanoğluna rehberlik etmektedir.
Dünya çapında tanınmış birçok önemli yatırımcının riski sevdiğini ve yatırımlarını risk ve belirsizlik durumlarında yaptıklarını söylediklerini bilmekteyiz. Örneğin; Warren Buffett belirsizliği, uzun vadeli değerleri satın alan yatırımcının dostu olarak görmektedir. Yine aynı şekilde George Soros’ un da yatırımlarını risk ve belirsizlik ortamlarında yaptığı herkes tarafından açıkça bilinmektedir.
Yatırımcılar, yatırım kararı verirken, bekledikleri sonuca ulaşabileceklerini biliyorlarsa, belirlilikten söz edilebilir. Belirlilik, “yatırımcının tahmin edilen gelirlerinin, tek bir rakam olarak değerlendirilmesidir” şeklinde tanımlanabilir. Ayrıca, portföy kuramı açısından yatırımcı bekleyişlerinin dar bir alana yayılması da belirlilik olarak değerlendirilebilmektedir.
Menkul kıymetlerin getirilerindeki risk kaynaklarını iki grupta toplayabiliriz
Sistematik Risk Nedir?
Sistematik (çeşitlendirilemeyen) risk, genel bir ifade ile tüm yatırımların getirilerini etkileyen risk olarak tanımlanmaktadır. Yatırımlar arasında sistematik bir ilişki olduğundan riskin çeşitlendirilemeyeceği ve her yatırımın riskten etkileneceği vurgulanmaktadır.
Sistematik risk; piyasadaki tüm finansal varlıkların fiyatlarını aynı zamanda etkileyen faktörlerden kaynaklanmaktadır. Sistematik riskin kaynakları ekonomik, politik ve sosyal çevredeki değişikliklerdir.
Piyasadaki varlıkların tümü farklı oranlarda olmakla birlikte sistematik riskten aynı doğrultuda etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak da menkul kıymetler arasında çeşitlendirmeye gitmek, riskin ortadan kaldırılabilmesine olanak vermeyecektir. Sistematik risklere; Faiz Oranı riskini , Enflasyon riskini ve Pazar riskini örnek olarak verebiliriz.
Sistematik Olmayan Risk Nedir?
Sistematik olmayan (çeşitlendirilebilir) risk ise; yatırım konusu olan varlığın kendisine özgü risklerden kaynaklanmaktadır. Bu risk bu nedenden dolayı çeşitlendirilebilir. Farklı yatırım araçlarına yatırım yapılarak herhangi birinde oluşacak riskler diğer yatırım araçlarının getirileri ile dengelenmektedir. Bu şekilde etkin risk yönetimi de yapılabilmektedir.
Sistematik olmayan risk, mevcut toplam riskin şirkete veya şirketin içinde yer aldığı sektöre özgü kısmı olmaktadır. Grevler, yönetim hataları, kanuni uygulamalar örnek olarak verilebilmektedir. Bu nedenle sistematik olmayan riskin her şirket için ayrı ayrı değerlendirmesi gerekmektedir. Her menkul kıymetin sistematik olmayan riskinin farklı noktalarda olması nedeniyle, çeşitlendirme yapılarak bu riskin azaltılabilmesi mümkündür. Sistematik olmayan risklere; finansal risk, faaliyet riski, yönetim riski örnek olarak verilebilmektedir.
Kaynak: KÜDEN , M. (2014). Davranışsal Finans Açısından Bireysel Yatırım Tercihlerinin Değerlendirilmesi. Yök Tez Merkezi.