Zihin okuma genellemelerin kullanılması ile yapılır. Evrendeki herkesin kişiye benzediği varsayımına dayanır. Zihin okuma varsayımlara dayanır. Genellikle de kanıtlara dayanmaz. Zihin okuma, duygusal konularda daha çok kullanılır. Kişinin sevilmediği, düşünülmediği, dışlandığı gibi konular en çok karşımıza çıkan örneklerdir. Kanıt eksikliği, ilişkilerde yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Gerçek kanıtlar olmadığı için, varsayımlara dayandığı için karşı taraf aksini düşünmüş olabilir ve tamamen bir iletişim sorunu doğabilir. “Harita temsil ettiği arazi değildir” ilkesi ile bağlantılıdır.
Açıkça belirteyim ki, zihin okuma yeteneğimiz yoktur. NLP de zihin okuma yapmaz. Sadece okuduğumuzu zannederiz. Bu yüzden zihin okumanın dayandığı düşünceleri bulun ve ortaya çıkarın. Zihin okuma “aynalama” kuralına dayanır. “Şu an kendinizi üzdüğünüzü biliyorum.” derken karşımızdaki kişiye bir mesaj vermiş oluruz ve duygularını bildiğimizi belirtiriz.
Bazen de kasıtlı olarak kendi zihnimiz okunsun isteriz. Sevdiğimiz biri vardır ve ona sevdiğimizi söyleyememişizdir. Onun bunu anlamasını bir şekilde sağlamaya çalışırız. İpuçları vererek gerçek niyetimizi dolaylı yoldan ortaya koymaya çalışırız.
Zihin okumanın panzehiri, olayların asıllarını düşünmek ve konuşmaktan geçer. Mümkün olduğu kadar, gerçekçi olmak gerekir. Gerçeklere odaklanmak gerekir. Kesinleştirmeye dair sorduğunuz her soru, zihin okumayı ortaya çıkarır. Meta Model cevabı: “Nereden biliyorsunuz.”
İnsanlar deneyimlerini veya herhangi bir konuyu anlatırken, deneyimin tamamını birebir kelime olarak aktarması imkansızdır. Bu yüzden belirli kelime ve ifade gruplarıyla anlatmaya çalışırlar. Meta model; silme, genelleme veya çarpıtma yapılan deneyimleri ortaya çıkarmak için sorulan soru grubu ve dil kalıplarıdır. İletişimi her iki taraf için de anlaşılır boyuta taşımanın en etkili yolu meta modeli kullanmaktır.